Dila Tezemir
”Kral Çıplak”
Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve
Alkolizmle Mücadele Federasyonu(UBAM) önce uyuşturucu bağımlısı ve alkolik sanatçılara
ve ardından bütün bağımlılara tedavi ve rehabilitasyon hizmeti verecek.
Aralarında ünlü sanatçıların bulunduğu narkotik operasyonu üzerine
dünyanın en büyük uyuşturucu ve alkolizm rehabilitasyon kurumu olan Narconon
International’ın Türkiye temsilcisi ve UBAM Federasyonu başkanlığını yürüten,
kendisi de aynı zamanda ses sanatçısı olan Dila Tezemir ve ekibi harekete
geçti.
Dila Tezemir yaptığı yazılı basın
açıklamasında;
UBAM milliyet, din, siyasi görüş, maddiyat
ayırımlarının hiç birine saplanmadan sadece erkek ve kadın olarak doğum belgesi
ile belgelendirilmiş her insana hizmet vermeye çalışan bir federasyondur. Gay,
Lesbian, Travesti , lgbt gibi üçüncü tür veya cins olarak yaşayanlara hizmet
vermemektedir. Siyasetçilere, devlet büyüklerine, zengin insanlarımıza yaranmak
ve medyada boy göstererek meşhur olmak için kurulmamıştır. Reklam amacıyla aktivite
yapmak için kurulmamıştır ve tam hizmet kurumudur. UBAM bir STK dır ve kamu
yararına faaliyet göstermektedir. Bağımlıları bulur, tedavi ve
rehabilitasyonuna destek olur, ailelere sosyal ve psikolojik hizmet verir,
yasalar çerçevesinde yönlendirmeler yapar ve kendisine yapılan müracaatları
asla paylaşmaz ve reklamını yapmaz. Bugüne
kadar hiç kimse veya kurumdan maddi talepte bulunmadan, zarflarla para
toplamadan ayakta durmuş, kamuya sunduğu projelerin benzerlerinin türemesi
üzerine herhangi bir kamu kuruluşuyla ortak faaliyet ve çalışma yürütmemiştir.
Finansmanı sadece Dila Tezemir tarafından karşılanmaktadır.
Kurucuları ve üyelerinin çoğu bağımlılık
tuzaklarına düşmüş, dibi görmüş ve son bir gayretle dipten çıkmış insanlardır.
Bu nedenle bağımlılık ve alkolizmin ne olduğunu bilen ve sindire sindire
mücadelesini eden bir yapıya sahiptir. Hiçbir şekilde üyelerinin vicdani
tercihlerine karışmayan UBAM’ı hiç kimse bir STK olarak şu veya bu guruba dahil
edemez. Kimseye taraf değil aksine doğrunun tarafında ve yanındadır, kim
doğruyu yaparsa arkasındadır.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra şu konuları
paylaşmak istiyoruz. Biz yıllardır bağımlılıkların sebeplerini, tedavi
yöntemlerini ve rehabilitasyon metotlarını araştırıyoruz. Uyuşturucu ve alkolizmin
yoksunluk sendromlarının neler olduğunu ve kullanıcıya neler yaptırabileceğini
karşılaştığımız binlerce vakadan dolayı oldukça iyi biliyoruz. Bu nedenle madde
kullanımı batağına saplanmış bütün insanları bulundukları konumla yargılamıyor,
sorunun nefsani bir rahatsızlık olduğunu ama uzun süreli kullanımının ardından kronik
hastalık boyutuna ulaştığını kabul ediyoruz.
Özellikle topluma mal olmuş ve her biri rol
model olarak benimsenmiş değerli sanatçılarımızın bu duruma düşmüş olması
elbette üzücü bir durumdur. Ancak unutulmaması gereken onların her birinin
birer insan olduğu ve mutlaka hata yapabilecekleridir. Hal böyleyken onları yadırgamak, topumdan
soyutlayarak farklı gözlerle bakmak yanlıştır velev ki bir suç işleseler bile.
Zira her uyuşturucu kullanıcısı birer potansiyel torbacı, üretici, hırsız,
gaspçı veya akla gelen bütün gayrı yasal kazanç kapısını zorlayan insan
olabilir. Bu ellerinde değildir ve sürekli bir korkuyla yaşamaktadırlar. “Kriz”
Diğer taraftan Türk Basınını uyarıyoruz.
Bağımlılık konusunda henüz yeteri kadar bilgiye sahip olmayan insanların
çoğunluğu kapsadığı bir ülkede, bağımlılıkların ayıp olarak kabul edildiği bir
yapıya sahipken sadece ünlülerin değil hiçbir bağımlının ifşa edilmesi doğru
değildir. Yapılan her ne kadar basın özgürlüğü kriterlerine uygun olsa da İnsan
haklarına ve toplum ahlakına uygun değildir. Hele hele suçları kesinleşmeden
topluma aksettirmek külliyen yanlıştır. Her biri rol model statüsünde olan ve
örnek teşkil eden insanlarımızın da böylesine bir suçu işlesin veya işlemesin
haber olarak servis edilmesi kabul edilemez. Zira bu insanların her biri
öncelikle insan ,ayrıca bir ailenin bireyi ve bir iş adamıdır. Yapılan haberler
en başta mesleki anlamda itibarsızlaştırılmaları anlamına gelmektedir. Buda
onların aile içi huzursuzluklarına sebep olacağı gibi iş hayatlarına da olumsuz
olarak yansıyacak, çok az bir insan tarafından anlaşılacakları halde büyük bir
kitle tarafından yadırganacaklardır.
Yıllarca el üstünde tutarak medya
tarafından halkımıza sevdirilen bu değerlerin ifşa edilmesinden ziyade
sahiplenilmesi ve sorunlarına çözüm aranması gerekmektedir. Hem unutulmamalıdır
ki maalesef gerek sanat camiasında, gerek medya ve basın sektöründe sayısız
bağımlı bulunmaktadır. Öyle ki devletimizin en üstünde ki makama sahip insandan
maddi anlamda karun’laşmış işadamlarımızın birçoğunun ailesinde bile bu tür
problemler bulunmaktadır. Ancak bu tür insanların reklamını yapan yine medya
olduğu için maalesef bağımlılık sorunu olan ünlülerimiz medyanın mutlak
hakimiyeti ve baskısı altında ezilmektedirler. İşte bundan sonra ki süreçte
onların yapamadığını biz üstlenerek insan özel hayatıyla ilgili bu tür konuların
topluma ifşa edilmesi halinde ortaya çıkan her türlü mağduriyetin hukuki yollarla
mücadelesini vereceğimizi altını çizerek belirtiyoruz.
Biz bu açıklamayı yaparken yayınlanıp
yayınlamayacağı konusunda oldukça fazla tereddüt içerisin de kaldık. “Haber
değeri yok” bahanesiyle yayınlanıp yayınlanmayacağı konusunu bile düşündük.
Zira taraf olarak hareket eden birçok medya kuruluşunun olması bizce zaten
bağımlılıklarla mücadele konusundaki başarısızlığın en büyük göstergesidir.
İşin açıkçası “var mı bu kadar delikanlısı” diye bütün ajanslarla paylaşmayı
uygun gördük. Şu an Türk halkının bu haberi okuması ise olduğunun göstergesi
olacaktır. Zira doğruyu yazdık. Yalakalık mı. Asla…Çünkü günü geldiğinde “biz
bunu söylemiştik ama siz üzerinize düşeni yapmadınız” sahnesini yaşayacağımızı
biliyoruz. Vicdanlara arz ediyoruz şunu bilin “BATIYORUZ”
Sağlık konusunda ülke tarihinde oldukça
önemli reformlar gerçekleştiren devletimizin uyuşturucu madde satışının
engellemek için yaptığı çalışmalar her ne kadar bizim istediğimiz normlarda
olmasa da takdire şayandır. Zira ortada bir suç varsa ve elbette devletimiz kim
olduğuna bakmadan suçlunun üzerine gitmek zorundadır. Nerede tuzak varsa
kuranlar cezalarını çekmelidir.
Ancak maalesef devletimizin bağımlılıklarla
mücadele konusun da attığı birçok adım yanlıştır. Çalışmalar kesinlikle
yetersiz ve yöntemler kesinlikle yanlıştır. Üzülerek belirtiyorum ki birinin “
Kral çıplak” demesi gerekmektedir ve bunu ben söylemekten onur duyuyorum. Çünkü
ben ve ekibim yedi yıldır “kelle koltukta” tuzakları araştırıp mücadele
metotlarını bulmaya çalışırken gördük ki her yıl özellikle bu konuda mücadele
etmek amacıyla harcanan yüz milyonlarca doların her cent’i her kuruşu ve
sayısız emek adeta çöpe atılmaktadır. Toplum çaresizlik içerisindeyken tuzağa
düşmüş veya düşürülmüş insanların sonları belirsizliğini korumaktadır. Uyuşturucu
satıcıları kadar bağımlıları sözde tedavi ediyorum diyerek bu işten rant elde
eden ilaç firmaları, bilim adamları ve bağımlılık bir psikiyatrik rahatsızlık
değilken hastalık olarak sunan bir takım çevrelerin sorunu devlet büyüklerimize
doğru olarak aksettirmedikleri gerçeğini söylememek her an acı çeken ailelere
yapılacak en büyük hakaret ve vicdansızlıktır. Zira bu konunun hiç kimse
tarafından umursanmadığı fikrini düşünmek bile istemiyoruz.
Bu nedenlerle ben temsilcisi olduğum
kurumların bütün olanaklarıyla öncelikle bir insan, bir anne ve bir sanatçı
olarak tek suçu bağımlılık olan bu değerli sanatçı arkadaşlarımın arzu etmeleri
halinde bütün masraflarını karşılayarak her türlü tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerini
üstleniyorum. Dünyanın en gelişmiş yöntemleri ve bağımlılık problemini kökten
halleden çok değerli hocalarımızla sigara, alkol, uyuşturucu ve her türlü madde
bağımlısı sanatçımızın kendilerini yirmi bir günlüğüne bize emanet etmeleri
halinde onlarda bağımlılık namına herhangi bir sorunlarının kalmayacağı
konusunda teminat veriyorum. Ayrıca kısa bir süre sonra tamamlanacak yapılanmamızın
ardından ülkemizde bulunan bütün uyuşturucu ve alkol bağımlısı kardeşlerimizin
bu sorunlarını birlikte çözme işini tamamen üstleneceğimizi Türk Cumhuriyeti
insanlarına arz ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder